Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür?
Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
Şems-i Tebrizi

22 Kasım 2015 Pazar

SONSUZ AŞK


Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga, seven - kıyı, sevilendir
Dokunur parmaklarının ucuyla kıyıya dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Hep bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim yar.
Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte ben de seni böyle beklerim yar.
Yar, ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini.
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.
Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
Meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç, kendi meyvesinden
İşte ben de böyle yar;
Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak için.

GASSAN SATAR

24 Ekim 2015 Cumartesi

GÜZ GÖMLEĞİ


Güz gömleği giydi şiir
Hüzün sanıyor görenler
Açık kalmış bir düğmesi
Ki rüzgar girsin diyedir
Cebinde yağmur kokusu
Bir tutam kurutulmuş ot
Yeni bir imge arıyor
Onunla, ince akan su
Bir kadın eli değmiştir
Belki de yıllar öncesi
Saklar durur unutamaz
O gömleği giydi şiir

AHMET UYSAL

17 Eylül 2015 Perşembe

KOLAY DEĞİL ELBETTE


Kolay değil elbette
Karşı koymak yüzün küçülürken aynalarda
Yaşama karşı, bir avuç gelen yüreğinle..
Kolay değil elbette
Gece büyürken ayın çevresinde katlanarak
Acı da çekeceksin, korku da duyacaksın
Ezilecek sesin
Her şeye göğüs germesini öğrenip sevgilim.
İnsanları seveceksin!

KÜÇÜK İSKENDER

12 Eylül 2015 Cumartesi

SIRÇA KÖŞK - ALINTI



Bu memlekette namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bir gün Almanların pabucunu yalayan, ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika'ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık o da kendi cefakâr milletimizin. Meğer ne büyük günah işlemişiz. Niçin hep acı şeyler yazıyorum? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin diyorlar? Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin?  Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu ? Var mı? Yalnızım müthiş suretle yalnız! Bu kadar kalabalığın içinde yalnızlık ne acı oluyor ya rabbim. Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi kese doldurmadık. Makam peşinde koşmadık. Sağdan sola vurup milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Çalmadan çırpmadan, bize ekmeğini verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istedik. Bütün bunları istemek bu kadar güç. Ve bu kadar tehlikeli mi olmalıydı?

SABAHATTİN ALİ

21 Ağustos 2015 Cuma

KOŞARADIM


Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak.
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak.
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı, rüzgarı, denizi, göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların ve ucuz korkuların kör kuyularına
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.

Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklarından
Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
Kurulmuş saatler gibi gün boyu çalışıp tekdüze
Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
Unuttunuz başkasının acısını duymayı
Küçük çıkarların büyük kurnazları

Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
Düşünmeden bir başka şeyi, içten, yalın, dürüst
Dışa vurmayı duygularınızı
Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.

Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
- Ki bu en büyük kötülüktür size -
Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke
Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz.

Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
Koşaradım
Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde

ŞÜKRÜ ERBAŞ 


6 Ağustos 2015 Perşembe

SUSARAK


Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
Ben de söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
Hiçbir biçim kalmamış dünyada denenmedik..
Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde..
Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor..
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim..
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde..

AZİZ NESİN

26 Temmuz 2015 Pazar

ALIŞMA BANA NE YAPACAĞIM BELLİ OLMAZ

 

Alışma bana ne yapacağım belli olmaz..!
Bugün varım yarın birden yok olurum.
Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum.
Canımı acıtma, bir yara da sen açma..!
Sevme beni yoğun duygularımda kaybolursun tutuşursun.
İsteme beni, yasaklarla boğuşursun, engellerle doluyum.
Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum..
Anlama beni, ben kendimi bilirim, ben böyle mutluyum
Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum
Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına..
Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki..!
Vazgeçemezsin tutkun olurum.
Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni.
Tüm tutkularım ve gücümün arkasında;
Hala minik bir çocuğum.
Büyütemezsen; Kaybolurum..!

RABINDRANATH TAGORE





14 Temmuz 2015 Salı

TUT ELLERİMDEN


Sırat'tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden

Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.

Birleşmek üzredir şafakla gurûp
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden

Çağır hayallerinin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden

Hatırla kaybolan hatırları
Elmastan ışıklı, altından sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden

Şüphe "başlangıç"tır, karar "nihayet"
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden.

ABDURRAHİM KARAKOÇ

7 Temmuz 2015 Salı

AŞK BAŞLAMADAN GÜZEL


Aşk başlamadan güzel
Kalplerde heyecan
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış,
Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...
Aşk başlamadan güzel.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

4 Temmuz 2015 Cumartesi

OLMAK YA DA OLMAMAK - HAMLET


"Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
Düşüncelerimizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece!
Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda o kötü.
Çünkü, o ölüm uykularında
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi.
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar."

Çeviri: Can Yücel

WİLLİAM SHEAKSPEARE

22 Haziran 2015 Pazartesi

ESKİ BİR SANCI

Eski bir sevdayı anlatır,
Çalan her şarkı.
Her nağmede gizlidir,
Eski bir sancı.
Bazen hüzzamdır sessiz,
Hüzünlüdür eskiden.
Bazen sabadır sensiz,
Mistik ve de derinden

Sen ki hasret yüklü gemide,
Yanımdayken özlemim.
Sen ki özlem yüklü sevdada,
Yurt yurt gezindiğimsin.
Ne sen bil bunu,
Ne de ben söyleyeyim.
Aşık maşuktan ayrı,
Acı çeker bilirim...

BEDİRHAN GÖKÇE

5 Haziran 2015 Cuma

AMA ÖLÜM

Özgürlük kitabının
Sayfaları arasına
Cellatların kurduğu
Darağacındaki ip
Yarım kalan
Sayfayı gösteriyor
Okumaya devam edecek
Nice insan
Evlilik fotoğraflarının yırtılarak
Kırılan çerçevelerin
Sokağa atılan
Tahtalarıyla çakılıyor
Çocuk tabutları
Hiçbir genç kız
Taşımıyor kolyesinde
Sevgilisinin fotoğrafını
Ama ölüm
Sayfaları oyulmuş
Bir aşk romanının
İçine gizliyor
Tabancasını...

SUNAY AKIN

23 Mayıs 2015 Cumartesi

BİR FOTOĞRAFA

Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğimde sağlam sevdiğim
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...

Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak dahi rüzgarım kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan zamana bırakmak' değil,
zamanla bırakmamak' tır..."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

NAZIM HİKMET


3 Mayıs 2015 Pazar

SEFA SÜR

Geçmiş günü beyhude yere yâd etme,
Bir gelmemiş an için de feryat etme
Geçmiş gelecek masal bunlar hep
Eğlenmene bak ömrünü berbat etme.

Niceleri geldi, neler istediler,
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.

Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek,
Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek,
Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün...
Zira senin üstünde de otlar bitecek

ÖMER HAYYAM

26 Nisan 2015 Pazar

BİRİSİ

Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze

Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benim dilimin ucunda

NAHİT ULVİ AKGÜN

21 Nisan 2015 Salı

ANILAR DEFTERİNDE GÜL YAPRAĞI

Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düştü sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kimbilir, rüzgarlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sessizlikle

Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle

CAHİT ZARİFOĞLU

16 Nisan 2015 Perşembe

ORANDA

Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,
O hüzün yüzündendir olsa olsa.

Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa.

Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa.

Geldiğini umudumda umudla umdumsa,
Geleceğini görüyor-biliyordum, anlattımsa.

O geçip-gitti ora'sına, ben görmedim, baktıysa.
Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa.

Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa.
Bense buramda onu bekledim oysa.

Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa.

ÖZDEMİR ASAF

5 Nisan 2015 Pazar

GÖZLERİM GÖZLERİNDE

Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum,
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığı eksilmesin,
Gündüzüm, aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin, o yalansız, o kuytu gözlerini

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

25 Mart 2015 Çarşamba

DOSTLARI OLMALI İNSANIN

Dostları olmalı insanın,
Aynen gemilerin limanları gibi
Zaman zaman uğradığın
Yükünü boşalttığın
Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
Geri döneceğin günü bekleme umuduyla
Bazen rüzgara o açmalı yelkenini
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
Halatlarını çözmeli
Seni çok
Ama çok özlemeli
Dostları olmalı insanın,
Ermiş, bilge hayatı ezbere okuyabilen
Düşünmediklerini düşündüren
Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
Gerektiğinde senin için ateşi yutabilen
Yolunu ışıtan ustan olmalı,
Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini
Sana vermeli soğuk bir kış gününde
Üzerindeki tek gömleğini

OĞUZHAN BÖLÜKBAŞI   

22 Mart 2015 Pazar

ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerin bu kadar kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

ORHAN VELİ KANIK

14 Mart 2015 Cumartesi

66. SONE

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez  bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama.

WILLIAM SHAKESPEARE

Çeviri: Can YÜCEL

27 Şubat 2015 Cuma

SEVMEYİ UNUTANLAR İÇİN

sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan her şey gibi
aşklarınız da.

yaşamı ölüm
diye anlatıyorlar size.
yalanı gerçek diye.

ne leylakların
tomurundan
haberiniz var

ne önünüzden
kara bir tabut
gibi geçen geceden.

sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler
yalan aşklarınız da.

BEHÇET AYSAN


17 Şubat 2015 Salı

MUTLU OLMA ŞANSI

Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili,
Biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık çünkü.
Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı.
Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk...
Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı.
Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülmek ve çare aramak.
Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
Yaşamak ne güzeldir be sevgili...
Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın...

YILMAZ GÜNEY

YALNIZLIK

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

ORHAN VELİ KANIK

11 Şubat 2015 Çarşamba

AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yanındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal çalmak mıdır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?

VICTOR HUGO

8 Şubat 2015 Pazar

YALAN

Ben güzel günler şairiyim
Saadetten alıyorum ilhamımı
Kızlara çeyizlerinden bahsediyorum
Mahpuslara affı umumiden...
Çocuklara müjdeler veriyorum
Babası cephede kalan çocuklara...
Fakat güç oluyor bu işler
Güç oluyor yalan söylemek...

MELİH CEVDET ANDAY

6 Şubat 2015 Cuma

HÜZÜN VAKTİ

Gece, her hengameyi avucunda saklayan ürkek zamanların limanı. Vakit, sığıntı aşkların birer birer demir aldığı ayrılıkların hüzün vakti. Hoyratça tüketilen ömürler, gözyaşlarıyla yıkanıp kefenleniyor yalnızlığa. Ve ruha okunan bin "Ahh" lı feryatlarla defnediliyor zamana. Elde kalanlarla avunmaya mahkum edildi hep geride kalanlar. Yarınlara rehin bırakılan dünlerden kalan "keşke"lerle yamanmış hatıralar, içinde aşkın yokluğu, dışında bir enkaz ve dudaklara miras bir sus payı. Önce hikayeler yazıldı, sonra uyduruk kahramanlar peydahlandı ve acının en okkalısına "aşk" dedi hayat. Öğrendik ki ayrılık her başlangıcın yazgısıydı.. İşte, zaman bizi böyle kandırdı...

AHMET KARAKAYA 

5 Şubat 2015 Perşembe

TÜKETTİK

Baharı yaz uğruna tükettik,
aşkı naz uğruna ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna;
derken ömrü tükettik bir hiç uğruna.

SEZAİ KARAKOÇ

4 Şubat 2015 Çarşamba

GİDERKEN

Giderken, kızdığımız her şey nasıl da anlamını yitiriyor.
Geriye sadece hüznü kalıyor mazinin.
Avuçlarımızda tuttuğumuz acının tozuyla el sallıyoruz birbirimize.
Havaya karışan seslerimiz, sevinçlerimiz, kederlerimizle yıkanıyor yolculuğumuz.
Sesi hiç dinmiyor kulaklarımızda, büyüyüp kalbimizde çağlayan o anne dualarının.
Herkes bir hoşçakal kadar yalnız,
Herkes bir veda kadar kimsesiz duruyor kapısında zamanın.

ŞİLAN AVCI

3 Şubat 2015 Salı

SEVGİLERDE

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
Siz böyle olsun istemezdiniz.
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.

BEHÇET NECATİGİL